VALS: CHOPIN’İN YENİ BİR VALSİ BULUNDU!
Polonyalı besteci Frederic Chopin’in 1830-35 yılları arasında yazdığı düşünülen vals, 2024 yılında keşfedildi! Uzun bir aradan sonra bulunan Chopin eserlerinden en sonuncusu, işte bu vals! Bu keşifle ilgili şimdiye kadar ortaya çıkan detayları sizlerle paylaşmak için sabırsızlanıyorum 🙂
Frédéric Chopin’in Müzikal Üslubu*
Chopin’in piyano tekniğinin temeli Hummel, Field ve Weber’e dayanmaktadır. Eserlerinde görülen bütünlük, küçük detayların önemle işlenmesi ve parmak tekniğinin mükemmelleştirilmesi, bu virtüözlerin Chopin üzerindeki etkisini göstermektedir. Ancak Chopin bu etkiyi kısa süre içinde geride bırakmış ve eserlerinde kendinden önceki bestecilerde görülmemiş bir yapı oluşturmuştur. Chopin, hem biçim, hem içerik yönünden gerçek bir araştırmacı ve yenilikçi olmuştur. Büyük çaplı bir eserin bölümü olmaktan çıkarıp kendi başına ve bağımsız bir şekilde var olabilen bir türe dönüştürdüğü küçük çaplı formlarda eserler besteleyerek gelişiminin başlangıcı Franz Schubert’in liedlerine dayanan ve Romantik Dönem’e özgü bir kategori haline gelen “minyatür” sanatının temellerini atmıştır.
Bestecinin bu tarz kısa eserleri iki gruba ayrılmaktadır: Stilize danslar ve bağımsız lirik formlar. Noktürn, serenad, mazurka, polonez, vals, etüd ve benzeri türlere çalgı müziği içinde yer vermiştir. Bu tarz eserler, minyatür ve sınırlı formlarına karşın, derin bir içeriğe sahiptirler. Besteci, çalgısal liriğin orijinal amacını korumuş ve onu, söz ile anlatımı mümkün olmayan duyguları ifade etmek için kullanmıştır. Chopin’in lirizmi, küçük formlu eserleri olağanüstü bir iç anlamla doldurmuş ve özlü ifade sanatı, müzikal imgelerin yardımı ile en ince ruhsal ayrıntıları aktarmıştır. Sakin, huzurlu, görkemli, heyecanlı, fırtınalı ve trajik gibi çeşitli karakterlerde ortaya çıkan iç dünyasını, şairane bir biçimde yansıtmıştır. Geleneksel forma uymamış, kendi hayal dünyasının ve eserin başlığında belirtilen programın sınırları içinde, düşüncelerini özgürce işlemiştir.
Chopin, prelüdü bağımsız olarak kullanmış; etüd türünün gelişimine yeni bir yön vermiş ve dans türleri olan polonez ve mazurka için yeni sanatsal hedefler belirlemiştir. Büyük formlu eserlerden olan sonat türüne ve sonat formuna kattığı orijinallik dikkat çekmektedir. Çalgısal baladın yaratıcısı olmuştur; önceden başka bölümlere bağlı olan scherzoyu, geniş planlı ve bağımsız bir tür haline getirmiştir. Müzik formlarını iç içe kullanmıştır. Bu durum, bir form içinde yazılmış bir eserde, başka bir formun kullanılması ile ortaya çıkmaktadır: polonez içinde bir mazurka (opus 44), noktürn içinde bir koral (opus 55, numara 1) ve scherzo içinde bir ninni (opus 20) gibi. Farklı formların bireşiminden yeni romantik formlar elde etmiştir (opus 61 Polonez-Fantezi, opus 66 İmpromptü-Fantezi).
Chopin, on dokuzuncu yüzyıl müziğinin bir özelliği olan ifadeselliği, eserlerindeki zarif melodilerde ortaya koymuştur. Chopin’in melodileri, hem kromatik hem de diyatonik sisteme eğilim göstermektedir. Bu iki sistem, Polonya halk melodilerinin yapısıyla ve duyguların romantik ifadesi için kullanılan araçlarla ilişkilidir. Melodik çizginin yapısı ve uzunluğu, Slav melodilerinin lirik yapısı ile İtalyan bel canto tekniğindeki esnekliğin birleşiminin bir sonucudur ve Chopin’in melodilerinin vokale dayandığını göstermektedir. Melodik hattın eserin dokusunda yarattığı hareketlilik ve esneklik, karmaşık ses kombinasyonlarının, gizlenmiş veya açıkça görünen çoksesliliğin ve değiştirilmiş armonilerin kullanılmasına olanak tanımıştır.
Chopin’in melodilerinde süslemelere sıkça rastlanmaktadır. Rokoko döneminde doldurma ya da süsleme niteliğini taşıyan ses çizgileri, Chopin’de çeşitli ruh hallerinin etkisiyle başlıca bir etken oldukları gibi, bu çizgiler yeni armonik boyutları da sergiler. Süslemelerin temeli, Polonya halk şarkı ve danslarının melodilerine ve virtüözik İtalyan şarkılarına dayanmaktadır. Chopin, insan sesi için yazılmış olan süslemeleri piyanoya tamamen değişik bir anlatım aracı olarak aktarmıştır. Anlatım kadar önemli olan bir özellik de, ezgilerin bu zenginleşmiş biçimleriyle şarkısallıklarının sürdürülebilmesidir. Kullandığı süslemeler, Klasik Dönem süslemelerinden ayrıdır. Ezgiyi değiştirmez, onunla birlikte doğarlar. Süsleme, ezgi ile birlikte yapısal bir araca dönüşür.
Chopin melodilerinin çeşitliliği, büyük oranda ritmik zenginliğe dayanmaktadır. Çalgısal halk müziğindeki varyasyon geleneği Chopin’in eserlerinde, melodilerin sürekli küçük değişiklikler eklenerek yinelenmesiyle devam etmiştir. Klasiklerin açıklığına karşıt olacak şekilde, müzikal düşüncenin değişken seyrini yansıtan romantik ritim de değişken ve akıcıdır. Ancak Chopin bu özellikleri, dans müziğinden gelen yapısal netlik ve ritmik kararlılık ile harmanlamıştır. Böylece Chopin’in melodilerinde doğal bir bireşim gözlenmektedir: vokal ve çalgısal; sessel ve sözsel; şarkısal ve danssal; diyatonik ve kromatik. Chopin’in müziği, romantiklerin sürekli olarak aradıkları, çeşitli vokal ve çalgısal özellikleri birleştiren yeni tarz bir melodi ile yüksek bir ifadeyi sağlamıştır.
Müzikal dilin klasik netliği, özlü ifade, formun özenli kullanımı, Chopin müziğinden kalma özelliklerdir. Belirsizlik ve ses yığını yaratan ve dokunaklılığa yönlendiren romantik aşırılıklara ve duyguların abartılmasına uzaktır. Bütün ögeler inceltilmiş ve düzenli formlarda işlenerek ifadenin romantik özgürlüğü ve sunumun doğaçlama tarzı, katı mantıksal düşünce ile düzeltilmiştir.
Chopin’in eserlerinin çoğu içedönük bir yapıdadır. Doğaçlama üzerine kurulu olduklarından dolayı doğaçlama etkisi baskındır. Yazmayı bitirdiği eserlerini hiçbir zaman tam saymamış, her zaman yeni şeyler eklemiş ve bu da son şekline varana dek eserin her ele alınışında, onu biraz daha virtüozite, ustalık gerektirir hale getirmiştir.
“Chopin’in ses evreni, piyanonun olanakları ile sınırlı kalmıştır. Orkestraya, lirik tiyatroya, enstrümantal bileşimlere ve insan sesine fazla ilgi duymamıştır. Beethoven, piyano eserlerinin iç dokusunu, orkestral etkileri, renkleri, orkestral yazıyı düşünerek inşa etmiştir. Schumann bazı piyano eserlerini yaylı dörtlü gibi ele almıştır. Chopin ise piyano eserlerini sadece piyanoyu düşünerek yazmıştır. Her ezgi, her akor, her pasaj bu çalgının ses dünyası için düşünülmüş ve ona uygun yazılmıştır.” “Piyanodan etkileyici yeni renk ve tını olanakları elde etmiştir. Armonilerinin geniş ve zengin ifade alanı, melodileri girift bir biçimde kullanması, bu melodilerin ve kullanılan ritimlerin özel bir serbestlikte sıralanması ve lirik şiire has bir tatlılıkla gelişerek enerji dolu bir ifade gücünü yaratması gibi özellikleriyle Chopin’de, Fransız müziğinin çok daha sonra varabildiği niteliklerin ilk hatlarını tespit etmek mümkündür.”
“Chopin’in yapılarıyla klasik ezgilerden ayrılan ezgilerini bazen iki sesli, bazen oktav şeklinde yazmış, tonaliteye yabancı notalar eklemiştir. Chopin’in akorları, klasik tonal akorlardan ayrılmaktadır. Ezgi dışında, bas ve ara partilerde kromatik gidişlere ve disonanslara sıkça rastlanmaktadır.” “Chopin, eserlerinde gam ve tonalite gelenekselliğini korur ancak Chopin’e kadar hiç var olmayan bir biçimde gamın bütün sesleri, renk ögelerine araç olurlar. Renklerin tüm nüansları, ayrıntıları, ışık ve gölge oyunları, ton değişimleriyle, kromatizmle, ayrıntılı bir pedal sanatıyla elde edilir. Pedalları kendi imge dünyasına uygun kullanması, eserlerinin armonik boyutunu zenginleştirmiştir. Karanlık tonaliteler, Chopin’in deyimiyle “Mavi tını”lar, çoğunlukla tonalitenin seslerinin pesleştirilmesi ile oluşurlar. Klasik Dönem’den sonra halk şarkılarının giderek belirginleşen hüzünlü, içe dönük ezgilerinde de bu nitelik görülmektedir. (Artık La Majör içinde bir la bemol duyulabilmektedir.)”
Chopin müziğinde önemli bir yere sahip olan bir başka özellik ise tempo rubatodur. Bu terim, “çalınmış zaman” anlamına gelmekte ve temponun yavaşlatılıp hızlandırılması ile ölçü düzenini bozmadan müziğin esnetilmesini ifade etmektedir. F. F. Chopin’in icrasında üç çeşit rubato görüldüğü Eigeldinger tarafından aktarılmıştır. Bunlardan ilki, İtalyan Barok geleneğinden gelen, eşzamanlı olmayan ve genellikle çok geniş cantabile tarzdaki eserlerde görülen rubatodur. Bu rubatonun, melodi ile eşliğin birlikte var olduğu yapılar için uygun olduğu belirtilmiştir. İkincisi, kısa süreli olarak yapılan ana tempoya yapılan değişikliklerden ibaret olan ve daha yaygın olarak kullanılan rubatodur. Bu değişiklikler, müziğin hareketine göre akışı yavaşlatarak ya da hızlandırar bütün bir kesiti, periyodu veya cümleyi etkilemektedirler. Üçüncü çeşit ise mazurkanın çabuk değişen ritminden doğmuş olan rubatodur.
Fryderyk Franciszek Chopin, yeni piyano dilinin yaratıcılarından biri ve en önde gelenidir.
Frédéric Chopin’in 2024 yılında bulunan valsi
28 Ekim 2024 tarihinde The New York Times gazetesi Chopin Waltz is Unearthed başlığıyla, Robinson McClellan’ın The Morgan Library & Museum koleksiyonunda besteci Frédéric Chopin’in daha önce bilinmeyen valsinin elyazmasının bulunduğunu bildirdi. Bu vals, 1930’lardan sonra Chopin’in bilinmeyen eserlerinden ilki. Vals, 24 ölçünün röprizle tekrarlandığı 48 ölçülük bir eser. Genellikle küçük formlarda yazan Chopin’in bu valsi, 1 dakika civarında sürüyor. Yani diğer eserlerinden çok daha kısa!
Elyazması, 102×130 mm boyutundaki bir index kart büyüklüğündedir. Eserin üzerinde el yazısıyla “Valse” ve “Chopin” yazmaktadır. The Morgan Library & Museum, vals üzerinde çeşitli çalışmalar yapmıştır. Kağıt, mürekkep ve kalem işçiliği üzerinde kapsamlı testler yapılmış. Chopin uzmanlarıyla birlikte eserdeki müzik ve stil analiz edilmiştir. Bu sürecin sonunda Chopin’in bu eseri büyük olasılıkla 1830-35 yılları arasında yazdığı sonucuna ulaşılmıştır. Elyazması bu eserin, daha önce bilinmeyen bir vals olduğu düşünülmektedir.
Diğer benzer boyutlardaki elyazmalarına bakılarak Chopin’in bu valsi, birinin imza albümüne eklenmek üzere bir hediye olarak düşündüğü varsayılmaktadır. Chopin genellikle hediye olarak verdiği elyazmalarını imzalamıştır. Bu vals üzerinde ise imzanın olmaması, sonradan fikrini değiştirdiğini göstermektedir. Fryderyk Chopin Enstitüsü müdürü Artur Szklener’in bu vals üzerine yorumları şöyledir:
New York’taki Morgan Kütüphanesi’nde bulunan el yazması, Chopin el yazmalarına özgü bir dizi özelliğe sahiptir: Paris’teki ilk yıllarında Chopin’in kullandığına benzer şekilde, o dönemki kağıda kahverengi mürekkeple yazılmıştır. Daha sonraki nota kağıtlarından biraz daha kalın ve daha sarıdır ve yeşilimsi bir tonla karakterize edilen Varşova notalarından açıkça ayırt edilebilir. Müzikal olarak, parça parlak bir stilin özelliklerine sahiptir ve bu da belirtilen olası besteleme zamanıyla (1830-35) uyuşmaktadır.
8 Kasım 2024’te Deutsche Grammophon‘dan çıkan kaydıyla ünlü piyanist Lang Lang, valsin prömiyerini yaptı. Single’ın adı ise Waltz in A Minor “Found in New York”. Elyazması eser ise şu anda Morgan Library & Museum’da ziyarete açık. Vals, dünya çapındaki meraklıların incelemesi ve yorumlaması için çevrimiçi olarak da yayımlandı.
Bu yazıda yararlanılan kaynaklar:
- Aidan Vass, “Everything you need to know about the newly-discovered Chopin Waltz”,
https://www.tonebase.co/piano-blog-posts/everything-you-need-to-know-about-the-newly-discovered-chopin-waltz, (23.11.2024).
- Artur Szklener, “Manuscript found in New York”,
https://nifc.pl/en/home/aktualnosci/news/98, (23.11.2024).
-
“Deutsche Grammophon Releases Lang Lang’s World Premiere Recording of Long-Lost Chopin Waltz”,
https://www.deutschegrammophon.com/en/artists/langlang/news/deutsche-grammophon-releases-lang-langs-world-premiere-recording-of-long-lost-chopin-waltz-274420, (23.11.2024).
- International Music Score Library Project (IMSLP), “Waltz in A minor (Chopin, Frédéric)”,
https://imslp.org/wiki/Waltz_in_A_minor_(Chopin,_Fr%C3%A9d%C3%A9ric), (24.11.2024).
- “New Work by Frédéric Chopin Recently Discovered in the Collection of The Morgan Library & Museum”,
https://www.themorgan.org/press/2024/chopin-manuscript, (24.11.2024).
-
Pablo L. Rodríguez, “The questions surrounding the Chopin waltz unearthed in a New York library”,
https://english.elpais.com/culture/2024-10-30/the-questions-surrounding-the-chopin-waltz-unearthed-in-a-new-york-library.html, (23.11.2024).
- The New York Times gazetesi, “Chopin Waltz is Unearthed”,
https://nytimes.pressreader.com/the-new-york-times/20241028, (24.11.2024).
- Wikipedia, “Waltz in A minor (Chopin, rediscovered 2024)“,
https://en.wikipedia.org/wiki/Waltz_in_A_minor_(Chopin,_rediscovered_2024), (23.11.2024).
* Bu kısımda alıntılanan kaynak:
Bilge Su Süleymanoğlu, Fryderkyk Franciszek Chopin’in Polonezlerinin bestecinin müzikal anlayışı açısından incelenmesi, Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Üniversitesi, Sanatta Yeterlik Tezi, s. 12-16. (Tam metin için tıklayınız)